Optik Bilimine Ait Terimlerin Türkçe Karşılıkları ve Anlamları
ENG | TR | Definition | Tanım |
---|---|---|---|
Abbe Number | Abbe Sayısı | The ratio of refractivity to dispersion in an optical medium. Specifically: (nd-1)/(nF-nC), where n is the index of refraction for the Fraunhofer d, F and C lines, respectively. | Optik bir elemanın kırıcılığının dispersiyona (renklenme) oranı. Görünür ışık dalgaboyları için geçerlidir. |
Aberration | Aberasyon / Kusur | An optical defect resulting from design or fabrication error, e.g., coma, distortion, curvature of field that prevents the lens from achieving precise focus. | Tasarım veya üretim sonucu oluşan koma, biçim bozukluğu, alan eğriliği gibi keskin odaklanmayı engelleyen optik kusur. |
Achromatic | Akromatik / Renksemez | Free of color. Describes an optical system in which chromatic aberration has been corrected at a minimum of two wavelengths. See. Achromatic Doublet. | En az iki farklı dalgaboyu için renk kusurlarının en aza indirildiği optik sistemi tanımlamak için kullanılır. Bknz. Akromat. |
Achromatic Doublet | Akromat / Renksemez Mercek Çifti | A combination of lenses made of different glass, used to produce images free of chromatic aberrations. | Renk ve küresel kusur etkilerini sınırlandırmak üzere tasarlanmış bir mercektir. Akromatik mercekler iki dalgaboyunu aynı düzlemde odaklamaya getirmek için düzeltir. |
Afocal | Odaksız | It is an optical system that produces no net convergence or divergence of the beam. | Işık ışınlarını net şekilde ıraksamayan ya da yakınsamayan optik sistemlere denir. |
Airy Disc | Airy Disk | A pattern of illumination caused by diffraction at the edge of a circular aperture, consisting of a central core of light surrounded by concentric rings of gradually decreasing intensity. | airesel bir diyaframdan geçerken ışığın kırılması sonucu ortaya çıkan desenin merkezi parlak, dairesel bölgesidir. |
Anamorphic | Anamorfik | Distorted, as in an optical system with different magnification levels or with focal lengths perpendicular to the optical axis. | Görüntünün en ve boyu üzerinde farklı oranlarda deforme edilerek büyütme veya odaklama yapan optik sistem. |
Angle of Incidence | Gelme Açısı | The angle between a ray of light striking a surface and the normal (a line perpendicular to the surface at that point). | Gelen ışının, yüzey normali (temas noktasında yüzeye dik bir doğru) ile yaptığı açı. |
Antireflection Coating | Yansıtmaz Kaplama | A thin layer of material that when applied to a lens, increases its transmittance and reduces its reflectance. | Uygulandığı lensin geçirgenliğini artırarak, yansıtıcılığını azaltan ince bir malzeme tabakası. |
Aperture | Diyafram | A hole through which light may pass. The aperture stop is that hole in an optical system limiting the bundle of light able to traverse the system. | Bir optik sistem içerisinde göz bebeğine benzeyen, geçen ışık miktarını belirleyen açıklık. |
Aspherical | Asferik / Küresel Olmayan | Not spherical. To reduce spherical aberration, a lens may be altered slightly so that one or more surfaces are aspherical. | Yüzey profili bir kürenin veya silindirin kısımları olmayan bir optik elemandır. Asferik mercekler küresel kusur azaltabilir veya kusuru ortadan kaldırabilirler. |
Astigmatism | Astigmatizm | An optical aberration which rays that propagate in horizontal and vertical planes (tangential and sagittal) have different focal length. | Yatay ve düşey düzlemlerde yayılan ışınların (teğet ve sagital) farklı odak uzaklığına sahip olduğu bir optik kusur. |
Avalanche Photodiode | Çığ fotodiyot | A semiconductor-based photodiode which is operated with a relatively high reverse voltage (typically tens or even hundreds of volts). | Tipik olarak 10~100 volt gibi yüksek ters gerilimde çalışan yarı iletken tabanlı bir fotodiyottur. |
Axial (Longitudinal) Chromatic Aberration | Boyuna Renk Kusuru | Occurs when different wavelengths of light are focused at different distances from the optical system (focus shift). | Farklı dalgaboylarına sahip ışıkların optik sistemden farklı uzaklıklarda odaklanması (odak kayması). |
Back Focal Length | Arka Odak Uzaklığı | The distance between the last surface of a lens to its back focal plane. | Optik sistemde kullanılan son optik yüzey tepe noktasından ,arka odak düzlemine olan mesafe. |
Bandpass | Bant Geçirici | For a filter or thin-film coating, the wavelength range over which transmission is allowed and possibly maximized. Transmission above or below the bandpass range is restricted by design through absorption and/or reflection. | Bir filtre veya ince film kaplama için, iletimin izin verildiği ve muhtemelen maksimize edildiği dalga boyu aralığı. Bant geçiş aralığının üstünde veya altında iletim emilim ve / veya yansıma yoluyla tasarımla sınırlandırılmıştır. |
Bandwidth | Bant Genişliği | Usually described in terms of transmission level, the bandwidth is the spectral range over which an interference filter transmits. | Genellikle iletim seviyesi açısından tarif edilen bant genişliği, bir girişim filtresinin ilettiği tayfsal aralıktır. |
Beam divergence | Işın Sapması | Defined as a measure of increase in beam diameter with respect to the distance from an optical aperture through which the beam emerges. | Işın çapının optik açıklıktan uzaklığına göre ne kadar arttığının ölçüsüdür. |
Beamsplitter | Demet Ayırıcı | An optical device which divides an incident beam into two or more separate and distinct beams. | Gelen ışın demetini iki veya daha fazla ayrı ve farklı demete bölen optik bir cihaz. |
Bi-Concave | Bikonkav / Çift İçbükey | Having two outer surfaces that curve inward. | İçeri doğru kavisli iki tane dış yüzeye sahip olan. |
Bi-Convex | Bikonveks / Çift Dışbükey | Having two outer surfaces that curve outward. | Dışarı doğru kavisli iki tane dış yüzeye sahip olan. |
Birefringence | Çiftkırılım | The separation of a beam of light into two beams (ordinary and extraordinary) as it passes through a non-isotropic transparent material. Meaning that the index of refraction is not equal in all directions throughout the crystalline lattice. | Bir ışık demetinin, izotropik olmayan şeffaf bir malzemeden geçerken (normal ve sıra dışı) iki ışına ayrılması. Kristalin kafes boyunca kırılma indisinin tüm yönlerde eşit olmadığı anlamına gelir. |
Blur Circle | Bulanık Çember | The image of a point-source object formed by an optical system on its focal surface. The precision of the lens and its state of focus determine the size of the blur. | Nokta kaynağın optik bir sistemin odak düzleminde oluşturduğu görüntüdür. Merceklerin hassasiyeti ve odaklanma durumu, bulanıklığın boyutunu belirler. |
Boresight | Nişan Hattı Kontrolü | A method of visually pre-aligning a firearm barrel's bore axis with the target, in order to more easily zero the gun sight | Nişangahı sıfırlamak için ateşli silah namlusunun delik eksenini görsel olarak önceden hizalama yöntemidir |
Borosilicate Glass | Borosilikat Cam | An optical glass containing boric oxide, along with silica and other ingredients, having relatively high v-value and low index of refraction. Some varieties, such as Corning Pyrex® and Schott Tempax®, are resistant to thermal shock. | Silika, Borik Oksit ve diğer bileşenlerle birlikte, nispeten yüksek abbe sayısı ve düşük kırılma indisine sahip optik bir cam. Corning Pyrex® ve Schott Tempax® gibi bazı çeşitler termal şoka karşı dayanıklıdır. |
Broadband Coating | Geniş Bant Kaplama | A multi-layer antireflection coating with reduced reflection over a broad spectral band. | Geniş bir bant aralığı boyunca (Ör: 3 -12 um) düşük yansıma değerlerine sahip çok katmanlı bir yansıtmazlık kaplaması. |
C-CS-Mounts | C-CS-Bağlantı | Two different but standard video camera mount configurations. The more prevalent of the two types is the standard C-mount, which provides a 17.52mm flange focal distance (FFD). The CS-mount typically provides a 12.5mm FFD. C-mount lenses can be used in CS-mount configurations with a 5mm adapter. | İki farklı video kamera bağlantı arayüzü standardıdır. Daha yaygın olan C-Bağlantı 17.52mm flanj odak uzaklığına sahiptir. Bu mesafe CS-Bağlantıda 12.5mm’dir. 5mm bir cevirici yardımı ile CS-Bağlantılar C-Bağlantı yerine kullanılabilir. |
Cassegrain Reflector | Cassegrain Yansıtıcı | The Cassegrain reflector is a combination of a primary concave mirror and a secondary convex mirror, often used in optical telescopes and radio antennas. | Birincil içbükey bir ayna ile ikincil dışbükey bir aynadan oluşan bir yansıtıcıdır. Cassegrain yansıtıcı çoğunlukla optik teleskoplarda ve radyo antenlerinde kullanılır. |
Catadioptric | Katadioptrik | An optical system containing both reflective and refractive elements. | Hem yansıtıcı hem kırıcı elemanlar içeren optik sistem. |
Cavity | Kavite | A periodic structure of thin films comprised of two quarter-wave stack reflectors separated by a dielectric spacer. | Bir dielektrik aralayıcı ile ayrılmış iki adet çeyrek-dalga yığın reflektöründen oluşmuş, periodik yapılı ince filmlerdir. |
CCD | CCD | Charge Coupled Device. A self-scanning semiconductor imaging device which uses metal-oxide-semiconductor (MOS), surface storage and information transfer technologies. | CCD-Algılayıcı veya CCD-Çip olarak da adlandırılır. Dijital fotoğraf makineleri ve video kameralarda ışığa duyarlı yüzey olarak iş görür. Bir tabakanın üstüne dizilmiş, ışığa duyarlı foto diyotlardan oluşur. |
Center Wavelength | Merkez Dalgaboyu | For filters and coatings, the average of the wavelength values at the half-power points of the transmission band. | Filtreler ve kaplamalar için, iletim bandının yarı güç noktalarındaki dalgaboyu değerlerinin ortalamasıdır. |
Centration | Merkezleme | The degree to which the optical axis of a lens and the mechanical axis of its mounting coincide. | Bir merceğin optik ekseni ile merceğin dış kenarının (mekanik eksenin) eşleşme derecesidir. |
Chromatic Aberration | Renk Kusuru / Kromatik Kusur | An optical defect in a lens resulting in different wavelengths of light focusing at different distances from the lens, which can be seen as halos around the image. | Bir optik elemanın her rengi farklı dalgaboyuna sahip olduğu için farklı mesafelerde odaklamasıdır. |
Circle of Confusion | Karışıklık Çemberi | Is an optical spot caused by a cone of light rays from a lens not coming to a perfect focus when imaging a point source. | Bir nokta kaynağın görüntülenmesi sırasında mükemmel odaklanmamış bir mercekten gelen ışık ışınlarının oluşturduğu şekildir. |
Clear Aperture | Optik Açıklık | The opening in the mount of an optical system that controls the amount of light incident on a given surface. | Bir mercek yüzeyinin optik sisteme giren ışık miktarını kontrol etmek için kullanılan bağlantı kısmındaki ışık alan açıklığıdır. |
Cold Mirror | Soğuk Ayna | Specialized dielectric mirror, a dichroic filter, that reflects the entire visible light spectrum while very efficiently transmitting infrared wavelengths. | Görünür banttaki ışığı yansıtırken, etkili bir biçimde kızılötesi ışık ışınlarını geçiren özel dielektrik bir aynadır. |
Collimate | Paralelleştirmek | Arranging the light rays (particles) as accurately parallel. | Işık ışınlarını (parçacıklarını) hassas biçimde paralel hale getirme. |
Collimated Beam | Paralel Demet | A beam of light in which all of the rays are parallel to each other. | Bütün ışınların birbirine paralel olduğu bir ışık demetidir. |
Collimator | Kolimatör | A device used for changing the direction of a light diverging from a point source into a parallel beam. This collimation of the light is required to make specialized measurements in spectroscopy and optics. | Bir nokta kaynaktan saçılarak gelen ışınların doğrultusunu değiştirerek paralel hale getiren cihazdır. Işığın paralelleştirilmesi, spektroskopi ve optikte özel ölçümler yapmak için gereklidir. |
Color | Renk | The aspect of a light source that can be described in terms of hue, brightness and saturation; the specific property of objects seen as red, yellow or blue a different from black, white or gray. | Ton, parlaklık ve doygunluk açısından açıklanabilecek bir ışık kaynağının görünüşü; siyah, beyaz veya griden farklı olarak kırmızı, sarı veya mavi olarak görülen nesnelerin özgül özelliği |
Coma | Kama | An aberration that occurs in a lens when rays emanating from points not on the optical axis do not converge, causing the image of a point to appear comet-shaped. | Optik eksen üzerinde olmayan noktalardan çıkan ışınların görüntü düzleminde birbirine yakınsamaması sonucu oluşan, kama şeklinde gözüken bir sapma. |
Common Aperture | Ortak Açıklık | It is an optical device which having a common boresight, an entrance pupil, an exit pupil, and a beam path extending from the entrance pupil to and beyond the exit pupil for at least two sensors sensitive to different wavelengths. | Farklı dalgaboylarına duyarlı en az iki sensör için ortak bir nişan hattı, bir giriş pupili, bir çıkış pupili ve giriş pupilinden çıkış pupiline ve bunun ötesine uzanan bir ışın yoluna sahip olan optik bir cihazdır. |
Cone Angle | Koni Açısı | The central angle of a cone of rays converging to or diverging from a point. See Numerical Aperture. | Bir noktadan gelen ya da bir noktadan uzaklaşan ışın konisinin merkezi açısı. |
Conjugate | Birleşik | Two optical elements joined as a pair. | Çift olacak şekilde birleştirilen iki optik eleman. |
Continuous Wave Irradiation | Sürekli Dalga Saçılımı | Emission of radiant energy (light) in a continuous, not pulsed, wave. | Işık enerjinin darbeli değil sürekli olarak saçılması. |
Contrast | Kontrast | The difference in luminance or colour that makes an object image distinguishable. | Bir nesnenin görüntüsünün ayırt edilebilir olması için gerekli olan parlaklık veya renk farkı. |
Converging | Yakınsamak | The bending of light rays toward each other, achieved with a positive (convex) lens. | Işık ışınlarının birbirine doğru bükülmesi, pozitif (dışbükey) bir mercek ile elde edilir. |
Cosmetics | Kozmetik | Describes the surface defects of a lens that are not optically critical and do not impair its function. Usually described in terms of scratch and dig. | Bir merceğin optik olarak kritik olmayan ve işlevini bozmayan yüzey bozukluklarını tanımlar. Genellikle çizik ve delik şeklinde tasvir edilir. |
Critical Angle | Kritik Açı | Maximum angle of incidence formed by a ray of light as it passes from a dense to a less dense medium. When the critical angle is exceeded, all the light reflects back. See Total Internal Reflection. | Işığın yoğun bir ortamdan daha az yoğun bir ortama geçerken yüzey normali ile yapabileceği en büyük gelme açısı. Kritik açı aşıldığında, tüm ışık geri yansır. Bknz. Tam İç Yansıma |
Crosshair | Artıkıl | Cross shaped reticle (See. Reticle). | Artı şeklindeki hedef göstergesi (Bknz. Hedef Göstergesi / Retikül) |
Crown Glass | Crown Cam | A silicate glass containing oxides of sodium and potassium; harder than flint glass, with low index and low dispersion. | Sodyum ve potasyum oksitlerini içeren bir silikat cam; sert camdan daha sert, düşük indisli ve düşük renklenme değerine sahiptir. |
Crystal Quartz | Kuartz Kristali | Crystalline form of silicon dioxide; very hard with a low expansion coefficient. Transmits light through the range of 180nm (ultraviolet) to 4.5 micrometers (infrared). | Silisyum dioksitin kristal formudur. Düşük genleşme katsayısına sahiptir ve oldukça serttir. 180nm (morötesi) ila 4,5 um (kızılötesi) aralığında ışık iletir. |
Curvature | Eğrilik | Departure from flatness of a surface. Defined as the reciprocal of the radius of curvature. | Bir yüzeyin düzlemden farklılığı. Eğrilik yarıçapının tersi olarak tanımlanır. |
Cut off (frequency) | Kesilim Frekansı | A boundary in a system's frequency response at which energy flowing through the system begins to be reduced (attenuated or reflected) rather than passing through. | Sistemden geçen enerjinin azalmaya başlamasıya sistemin bu azalmaya verdiği frekans karışılığının sınırıdır. |
Cylindrical Lens | Silindirik Mercek | A lens with at least one surface shaped like a portion of a cylinder. | En az bir yüzeyi, bir silindirin bir bölümü gibi şekillendirilmiş mercek. |
Damage Threshold | Hasar Eşiği | The maximum energy density to which an optical surface may be subjected without failure. | Bir optik yüzeyin hasarsız çalışabileceği maksimum enerji yoğunluğu. |
Decentration | Merkezden Kayma | The failure of one or more lens surfaces to align their centers of curvature with the geometric axis of a lens system. | Bir veya daha fazla mercek yüzeyinin eğrilik merkezlerinin mercek geometrik (mekanik) ekseninden kayması durumu. |
Density | Yoğunluk | The logarithm of the degree of opacity of a translucent medium; expressed as D = log (1/Trans). | Yarı saydam ortamın opaklık derecesinin logaritması.D = log (1/Trans) olarak ifade edilir. |
Depth of Field | Alan Derinliği | A lens ability to maintain a desired amount of image quality, without refocusing, if the object is positioned closer to and farther from best focus. | Bir objektifin, nesnenin en iyi odak noktasından, yakına veya uzağa konumlandırıldığında, yeniden odaklama yapılmadan istenen görüntü kalitesi miktarını sürdürme yeteneği. |
Depth of Focus | Odak Derinliği | The image-space complement of depth of field.It is related to how the quality of focus changes on the sensor side of the lens as the sensor is moved while the object remains in the same position. | Alan derinliğinin görüntü alanı tamamlayıcısıdır.Nesne aynı konumda kalırken, sensör hareket ettirildiğinde objektifin, sensör tarafındaki odaklanma kalitesinin nasıl değiştiğiyle ilgilidir. |
Deviation | Sapma | The angle between the paths of a ray of light before and after passing through one or more lenses. | Bir ışık ışınının, bir veya daha fazla mercek üzerinden geçmeden önce ve geçtikten sonraki yolları arasındaki açı |
Dichroic Filter | Dikroik Filtre / İki Renkli Filtre | Thin-film filters which used to achieve a desired transmission and reflection percentage across a given spectrum. They are often used as color filters. Dichroic filters are slightly angle sensitive but are much more forgiving than interference filters. | Belirli bir tayfta istenen iletim ve yansıma yüzdesini elde etmek için ince film kaplama ile elde edilen ışık filtreleridir. Genellikle renk filtresi olarak kullanılırlar. Dikroik filtreler, girişim filtrelerine göre ışın gelme açısından daha az etkilenirler. |
Dichroic Prism | Dikroik Prizma | See. Dichroic Filter | Bknz. Dikroik Filtre |
Dielectric Coatings | Dielektrik Kaplama | High-reflectance or low-reflectance coatings made up of alternating layers of material with higher and lower indices of refraction than the substrate. | Alt taştan daha yüksek ve daha düşük kırılma indislerine sahip, birbirini izleyen, değişken sayıda malzeme katmanlarından oluşan yüksek veya düşük yansıtıcı kaplamalar |
Diffraction | Kırınım | A beam of light is spread out as a result of passing through a narrow aperture or across an edge, typically accompanied by interference between the waveforms produced. | Bir ışık demetinin dar bir yarıktan veya bir kenardan geçmesi sonucunda dağılması ve sonuç olarak üretilen dalga formları arasındaki girişim. |
Diffraction Limited | Kırınım Limitli | It describes an optical system in which the quality of the image is determined only by the effects of diffraction, not by lens aberrations. | : Görüntünün kalitesinin kullanılan optik eleman nedeni ile oluşan kusurlar ile değil sadece kırınımın etkileri ile belirlendiği bir optik sistemi tanımlar. |
Dioptre | Diyoptri | The unit that expresses the optical power (refractive power) of a lens or mirror in optic. It is expressed as the inverse of the focal distance (1/f). | Bir merceğin ve ya aynanın optik gücünü ifade eden birimdir. Odak mesafesinin tersi ile ifade edilir. (1/f). |
Dispersion | Dispersiyon / Renklenme | The separation of light into its component colors, as a prism disperses white light into a color band, or a rainbow effect. | Beyaz ışığın, prizmadan geçtikten sonra gökkuşağı renklerini oluşturması gibi bileşen renklerine ayrılması. |
Distortion (Optical) | Biçim Bozukluğu / Distorsiyon | Variations in magnification from the center to the edge of an image, making straight lines seem to curve. Barrel, or negative, distortion causes a square grid to appear barrel-shaped; pincushion, or positive, distortion increases in proportion to the distance from the center of the image. | Bir görüntünün merkezinden kenarlarına doğru büyütmenin (Bknz. Büyütme) değişmesi sonucu düz çizgilerin eğri gibi gözükmesine neden olan optik kusurdur. Balık Gözü objektiflerde net bir biçimde gözlenen, varil veya negatif biçim bozukluğu kare şekilli bir kafesin varil şeklinde görülmesine sebep olurken, dürbünlerde dünya etkisini ortadan kaldırmak için kullanılan yastık veya pozitif biçim bozukluğu ise merkezden geçmeyen düz çizgilerin içe doğru eğilmiş gibi görünmesidir. |
Diverging | Iraksamak | The bending of light rays away from each other, achieved with a negative (concave) lens. | Işınları içbükey (negatif) bir mercek yardımıyla birbirinden uzaklaşacak şekilde kırmak. |
Edging | Kenarlama | Grinding, or finishing, the edge of an optical element or lens. | Optik bir elemanın taşlanarak kenarlarının biçimlendirilmesi. |
Effective Focal Length | Efektif Odak Uzaklığı | The focal length of an infinitely thin lens having the same paraxial imaging properties as a thick lens or multiple-element system. | Kalın bir mercek veya çoklu eleman sistemi ile aynı yakın eksenel görüntüleme özelliklerine sahip olan, sonsuz ince bir merceğin odak uzaklığı. |
Electroform | Elektroform | To form shaped objects by electrodeposition on a mold. Based on the principles of electrochemistry, electroforming is essentially a specialized form of electroplating that allows a high degree of control, precision, and reliability. | Bir kalıp üzerinde elektrokaplama ile şekillendirilmiş nesneler oluşturmak.Elektrokimyanın prensiplerine dayanır. Elektroformlama esasen yüksek derecede kontrol, hassasiyet ve güvenilirlik sağlayan özel bir kaplama şeklidir. |
Elliptical | Eliptik | Aspherical, as in a lens whose surface is a section of an ellipse rather than of a circle. | Daire yerine elips kesiti olan, küresel olmayan, optik yüzey. |
Entrance Pupil | Giriş Açıklığı | The image of the aperture stop as viewed through the object side of the lens. | Diyaframın, bir objektifin cisim tarafından bakıldığındaki görüntüsüdür. |
Erect Image | Düz Görüntü | An image whose spatial orientation is the same as that of the object; both image and object appear “right side up.” | Uzaysal yönelimi cismi ile aynı olan görüntü, cismin de görüntünün de“sağ taraf üstte” olarak görmesi. |
Extinction Ratio | Sönümlenme Oranı | The ratio of the intensity of a plane-polarized beam that is transmitted through a polarizer whose polarizing axis is parallel to the beam’s plane, versus the intensity when the polarizer’s axis is perpendicular to the beam’s plane. | Düzlemsel kutuplanmış bir demetin, kendisine paralel kutuplanmış bir taşıyıcı içerisinde sönümlenmesinin, kendisine dik kutuplanmış bir taşıyıcı içerisinde sönümlenmesine oranı. İletilen optik gücün modüle edildiği fiber optik taşıyıcı içinde verimliliğini tanımlamak için kullanılır. |
Eye Piece | Oküler | The lens or group of lenses that is closest to the eye in a microscope, telescope, or similar optical instrument. Eyepiece is a simple magnifier. | Mikroskop, teleskop veya benzer optik cihazda göze en yakın mercek veya mercek grubu. Oküler basit bir büyüteçtir. |
F-Number | F Sayısı / Oransal açıklık | A measure of the ability of a lens to gather light.It also called “speed of the optical system”. The ratio of the focal length of the lens to its effective aperture. | Optik bir sistemin ışık toplama yeteneğinin ölçüsüdür. Optik sistemin hızı şeklinde de kullanılır. Merceğin odak uzaklığının merceğin optik açıklığına oranıdır. |
Fiber Optics | Fiber Optik | The transmission of radiant energy through transparent fibers of glass, plastic or fused silica. | Işınım enerjisinin, cam, plastik ya da kaynaşık silikadan yapılmış şeffaf lifler içerisinden taşınması. |
Field Curvature | Alan Eğriliği | An aberration in which the edges of a field seem to be out of focus when the center is focused clearly. | Görüntünün merkezinin net şekilde odaklı, kenar kısımların ise bulanık görünmesine sebep olan optik kusurdur. |
Field of Regard | Toplam Görüş Alanı | The total area that can be captured by a movable optical system | Hareketli bir optik sistemle görülebilen tüm görüş alanlarının toplamı. |
Field of View | Görüş Alanı | The maximum visible space seen through an optical instrument or lens. | Optik bir cihaz veya mercek vasıtası ile görülebilen en büyük alandır. |
Filar Eyepiece | Yivli Oküler | A measuring eyepiece containing a screw-micrometer-driven crosshair commonly used to measure image size. | Vidalı mikrometre ile sürülen, bir artıkıl aracılığı ile görüntü boyutu ölçmek için kullanılan özelleşmiş bir oküler. |
Fire Polished | Sıcak Parlatma | The process whereby glass is raised to its melting point and formed by molding with a highly polished metal surface. | Erime noktasına yakın ısıtılmış camın, yüksek derece parlatılmış metal kalıp yardımı ile şekillendirilmesi işlemi. |
Flint Glass | Sert Cam | An optical glass with higher dispersion and higher refractive index than crown glass; a heavy, brilliant glass, softer than crown glass. | Taç camdan daha fazla renklenme değerine ve yüksek kırılma indisine sahip optik camdır. Yoğundur, parlaktır ve taç camdan daha yumuşaktır. |
Focal Length | Odak Uzaklığı | See: Effective Focal Length | Bknz: Efektif Odak Uzaklığı |
Fringe | Saçak | Each dark-light circle pairs occurs in the interference pattern of the two overlapping waves. | İki dalganın üst üste gelmesi sonucu oluşan girişim deseninde biri karanlık biri aydınlık halka çiftlerinin her biri. |
Front Focal Length | Ön Odak Uzaklığı | The distance from the front focal point of an optical system to the first surface. | Bir optik sistemin ön odak noktasından ilk optik yüzeye kadar olan mesafedir. |
Full Width at Half Maximum (FWHM) | Yarı Doruk Genişliği | Width of a spectrum curve ( bandwidth ) measured between those points on the y-axis which are half the maximum amplitude. | Tayf eğrisinin y-ekseni üzerindeki tepe noktasının yarısı genliğinde olan noktalar arasında ölçülen genişliktir. |
Fused Quartz (Fused Silica) | Kaynaşık Kuartz (Kaynaşık Silika | Crystal quartz melted at high temperature to make an amorphous, non-birefringent glass of low refractive index. | Kuartz kristalinin yüksek sıcaklıkta eritilerek kristal yapıdan amorf yapıya geçmesi ile elde edilen düşük kırılma indisli, çift kırıcı olmayan optik bir cam. |
Galvanometer | Galvanometre (Mini akım ölçer) | An instrument for detecting and measuring a small electric current by movements of a magnetic needle or of a coil in a magnetic field. | Manyetik alanda, manyetik bir iğnenin veya bobinin hareketleri ile küçük bir elektrik akımını tespit etmek ve ölçmek için kullanılan bir araçtır. |
Gaussian Optics | Gauss Optiği | Gaussian optics is a technique in geometrical optics that describes the behaviour of light rays in optical systems by using the paraxial approximation, in which only rays which make small angles with the optical axis of the system are considered. By this technique, some parameters of an imaging system like focal distance, magnification and brightness can be calculated. | Optik sistemlerde ışık ışınlarının davranışını, sistemin optik ekseniyle sadece küçük açılara neden olan yakıneksenel yaklaşımı kullanarak açıklayan bir tekniktir. Teknikle odak uzaklığı, büyütme ve parlaklık gibi bir görüntüleme sisteminin bazı parametreleri hesaplanabilir. |
Geometric Optics | Geometrik Optik | Optical modeling method in which the reflection and reflection are evaluated and the effects caused by the wave nature of the light, such as diffraction and interference, are not included in the calculation. | Kırılma ve yansımanın değerlendirilip, kırınım ve girişim gibi ışığın dalga doğasından kaynaklanan etkilerin hesaba katılmadığı optik modelleme yöntemi. |
Harting Doublet | Harting Mercek Çifti | An achromatic doublet made of a bi-convex crown element cemented to a meniscus flint element, with the crown facing the long conjugate. | İki yüzeyi dışbükey olan ve taç camdan yapılmış mercek ile sert camdan yapılmış menisküs merceğin birleştirilmesinden oluşmuş bir renksemez mercek çiftidir. |
High-Efficiency Coating | Yüksek Verimli Kaplama | Specialized coating applied to optics to improve transmission or reflection. | Geçirgenliği veya yansımayı artırmak için optik elemanlar üzerine uygulanan özel kaplamadır. |
Homogeneity | Homojenlik | The state in which all volume components of a substance are identical in optical properties and composition. | Bir maddenin tüm hacim bileşenlerinin optik özellikler ve kompozisyonda özdeş olduğu durum. |
Hot Mirror | Sıcak Ayna | : A specialized dielectric mirror, a dichroic filter, often employed to protect optical systems by reflecting infrared light back into a light source, while allowing visible light to pass. | Görünür ışığın geçmesine izin verirken, kızılötesi ışığı geri yansıtarak optik sistemleri korumak için kullanılan özel bir dielektrik ayna, dikroik bir filtredir. |
Huygenian Eyepiece | Huygenian Oküler | An ocular consisting of two plano-convex lenses which are formed from similar glass and separated by a space equal to ½ the sum of their focal lengths. This eyepiece is free of lateral chromatic aberration, but because the image plane falls between the two elements it is not suitable for applications involving crosshairs. | Benzer camlardan oluşturulmuş ve odak uzunluklarının toplamının ½ 'sine eşit bir boşlukla ayrılan iki tane düzlem-konveks mercekten oluşan bir oküler. Bu mercek, yanal renk kusurunu içermez, ancak görüntü düzlemi, iki eleman arasında düştüğü için, artıkıl içeren uygulamalar için uygun değildir. |
Image Circle | Görüntü Çemberi | The circular image field over which image quality is acceptable; can be defined in terms of its angular subtense. Alternately known as circle of coverage. | Görüntü kalitesinin kabul edilebilir olduğu dairesel görüntü alanı; açısal altlığı cinsinden tanımlanabilir. Alternatif olarak kapsama çemberi olarak da bilinir. |
Image Inversion | Görüntü Ters Çevirme | Change in the orientation of an image in one meridian. | Görüntünün bir boylamdaki yönelimini değiştirme. |
Image Plane | Görüntü Düzlemi | Is the flat surface onto which the light is focused after it has passed through the optical system. | Optik sistemden geçtikten sonra ışığın odaklandığı düz yüzeydir. |
Image Transposition | Görüntü Tersleme | The flipping of an image’s orientation, such as inversion of an image’s orientation in one meridian or the reversion of an image’s orientation in two meridians. | Bir görüntünün yönelimini bir veya iki boylamda ters çevirme gibi bir görüntü yönelim çevirme işlemidir. |
Index of Refraction | Kırılma İndisi | The ratio of the speed of light in air to its velocity in another medium; determines how much light bends as it passes through a lens, e.g., high-index flint glass bends light more than low-index crown glass does. | Havadaki ışığın hızının başka bir ortamdaki hızına oranıdır. Işın bir merceğin içinden geçerken ne kadar kırıldığını belirler, örneğin yüksek kırılma indisli sert cam ışığı düşük kırılma indisli taç camdan daha fazla kırar. |
Infrared | Kızılötesi | The portion of the spectrum whose wavelengths are invisible to the human eye (range = .76 microns and higher). | Elektromanyetik tayfın, insan gözü tarafından görülemeyen dalgaboyunda ki bir kısmı (0.76 mikrometre ve yukarısı. |
Input Scan Angle | Giriş Tarama Açısı(θ) | Input scan angle, also known as “half angle,” is half the total angular field of the scan lens. Twice this angle in radians, when multiplied by the calibrated focal length of the scan lens, results in the scan length. | “Yarım açı” olarak da bilinen giriş tarama açısı, tarama merceğinin toplam açısal alanının yarısıdır. Bu açı radyan olarak ikiye katlanıp tarama merceğinin kalibre edilmiş odak uzaklığı ile çarpıldığında tarama uzunluğu elde edilir. |
Interference | Girişim | The combination of two or more waveforms to form a resultant wave in which the displacement is either reinforced or cancelled. | İki veya daha çok dalganın, aynı noktaya aynı anda gelmesi sonucu birleşerek birbirini yok etmesi veya kuvvetlendirmesi. |
Interference Filter | Girişim Filtresi | A filter which controls the spectral composition of transmitted energy by interference. Such filters, typically constructed of thin alternating layers of metals and dielectrics, are also known as narrowband or broadband bandpass filters. | İletilen enerjinin tayfsal bileşimini girişim ile kontrol eden bir filtredir. Birbirini izleyen birçok metal ve yalıtkan ince film katmanlarının üst üste gelmesiyle oluşan bu filtreler dar veya geniş bant geçirgen filtreler olarak da bilinir. |
Interferometer | İnterferometre (Girişimölçer) | An instrument that uses the interference of light waves to measure the accuracy of optical surfaces. | Işık dalgalarının girişimini kullanarak, optik yüzeylerin doğruluğunu ölçmek için kullanılan bir cihazdır. |
Interferometer | İnterferometre | A device which using light interference to measure very short distances, refractive indices of substances, smoothness of the surfaces of transparent objects and to determine the radii of the stars. | Işığın girişim özelliğinden faydalanarak çok kısa mesafelerin ve maddelerin kırılma indislerinin ölçümünde, saydam cisimlerin yüzeylerinin düzgünlüğünün kontrolünde ve yıldızların yarıçaplarının belirlenmesinde kullanılan bir ölçü aletidir. |
Intermediate Image Plane | Ara Odak Düzlemi | A focal plane which occurs inside of an optical system. | Optik bir sistemin içinde oluşan odak düzlemi |
Interocular Distance | Göz Aralığı | The distance between the pupils of the eyes when viewing objects at a distance; the average distance is 62mm. | Uzaktaki nesneler görüntülenirken göz bebekleri arasındaki mesafedir. İnsandan insana değişmekle birlikte ortalama 62 mm’dir. |
Iris Diaphragm | İris Diyaframı | A mechanical device capable of varying the effective diameter of a lens. | Bir merceğin optik açıklığını değiştirebilen mekanik bir cihaz. |
Irradiation | Işınlama | The process by which an object is exposed to radiation | Bir nesnenin radyasyona maruz kaldığı süreçtir |
ISO | ISO | International Standardization Organization of Geneva, Switzerland. Term often applied to families of product and process standards developed by ISO sponsored technical committees. | İsviçre Uluslararası Standardizasyon Örgütü, Cenevre. ISO sponsorluğundaki teknik komiteler tarafından geliştirilen terim, ürün ailelerine ve süreç standartlarına uygulanır. |
Knoop Hardness | Knoop Sertliği | A measure of hardness determined by the depth of penetration of a diamond stylus under a specified load. Similar to a Rockwell hardness test. | Belirli bir yük altında bir elmas kalemin ölçülen cisme nüfuz derinliği cinsinde belirlenen bir sertlik ölçüsü. Rockwell sertlik testi ile benzerdir. |
Laser Diode | Lazer Diyot | : A forward biased semiconductor junction that produces coherent radiation (in which the waves are all at the same frequency and phase) in the visible or infrared (IR) spectrum when current passes through it. Also known as an injection laser or diode laser. | İçinden akım geçtiğinde görünür veya kızılötesi (IR) tayfta koherent radyasyon ( aynı fazda ve frekansta ) üreten düz beslemeli bir yarı iletken eklemdir. Enjeksiyon lazeri veya diyot lazeri olarak da bilinir. |
Lateral (Transverse) Chromatic Aberration | Yanal Renk Kusuru | A chromatic aberration resulting in image size variation as a function of wavelength. Also known as chromatic difference of magnification. | Görüntü boyutunun, dalgaboyunun fonksiyonu olarak değişmesine neden olan renk kusuru. Büyütmenin kromatik farkı olarak da bilinir. |
LIDAR | LIDAR | Light Detection and Ranging | Işık Algılama ve Uzaklık Tayini |
Light Ray | Işık Işını | It is an idealized model of light, obtained by choosing a line that is perpendicular to the wavefronts of the actual light, and | şığın dalga cephesine dik, enerji akış yönünü işaret eden bir çizgi olarak kabul edildiği ideal ışık modelidir. Geometrik optiğin temel elemanıdır. |
Limit of Resolution | Çözünürlük Limiti | The limit to the performance of a lens imposed by the diffraction pattern resulting from the finite aperture of the optical system. | Bir optik sistemin sonlu optik açıklıklığa sebebi ile oluşan kırınım deseni ile sınırlandırılmış en yüksek performansı. |
Long Pass Filter | Uzun Dalga Filtresi | Interference filter type which efficiently passes radiation whose wavelengths are longer than a specific wavelength, but not shorter. | Belirli bir dalgaboyundan uzun tüm dalgaboylarını geçiren girişim filtresidir. |
Magnesium Fluoride(MgF2) | Magnezyum Florid (MgF2) | Material used as antireflection coating for lenses because of its low refractive index. | Düşük kırıcılık indisine sahip olduğu için merceklerin yansıtmazlık kaplamalarında kullanılan bir malzeme. |
Magnification | Büyütme | The enlargement of an object by an optical instrument; ratio between the size of the image and the actual size of the object. | Görüntünün büyüklüğü ve cismin gerçek boyutu arasındaki orandır, bir optik cihaz ile cismin büyütülmesi demektir. |
Marginal Ray | Marjinal Işın | The ray that passes from the center of the object, at the maximum aperture of the lens. It therefore passes through the edge of the aperture stop. Conventionally, this ray is in the y-z plane, usually called the meridian plane. | Diyaframın maksimum noktasında cismin merkezinden geçen ışındır. Bu nedenle, diyafram açıklığının kenarından geçer. Geleneksel olarak, bu ışın genellikle meridyen düzlemi olarak adlandırılan y-z düzlemindedir. |
Meniscus | Menisküs | Describes a lens having one convex and one concave surface. | Bir yüzü dışbükey diğer yüzü içbükey olan mercek. |
Metallic Coating | Metalik Kaplama | A thin layer of metal applied to a substrate by evaporation to create a mirrored surface. | Yansımalı yüzey elde etmek için buharlaştırma yöntemini kullanarak bir alttaş üzerine ince bir metal tabaka oluşturularak yapılan kaplama. |
Micro-Optics | Mikro-Optik | A term referring to small (less than 2mm in size) lenses, beamsplitters, prisms, cylinders or other optical components commonly found in endoscopes or microscopes. Micro-Optics are also used to focus light in semiconductor laser and fiber optic applications. | Endoskoplarda veya mikroskoplarda bulunan küçük (2 mm’den küçük) mercekler, ışın demeti ayırıcılar, silindirler veya diğer optik elemanlar için kullanılan bir terim. Mikro-optikler ayrıca yarı iletken lazer ve fiber optik uygulamalarda ışığı odaklamak için de kullanılırlar. |
Modulation Transfer Function (MTF) | Modülasyon Transfer Fonksiyonu | Describes the modulation of an image as the frequency increases.The ratio of modulation between image and object. | Cisim ve görüntü arasındaki modülasyon oranıdır.Artan frekansa göre bir görüntünün modülasyonunu tanımlar. |
Multi-Element System | Çoklu Eleman Sistemi | An assembly of single and/or compound lenses optimized to provide certain optical characteristics. | Belirli optik özellikleri sağlamak için optimize edilmiş tek ve/veya birleşik merceklerin bir araya getirilmiş hali. |
Multi-Layer Coating | Çok Katmanlı Kaplama | Coating composed of several layers of material with alternating high-low refractive indices; various combinations produce a variety of coating properties. | Yüksek veya düşük kırıcılık indisli, birbirini izleyen farklı malzeme katmanından oluşan kaplama. Çeşitli kombinasyonlar farklı kaplama özellikleri üretir. |
Nanosecond | Nanosaniye | One thousand-millionth of a second | Saniyenin milyarda biri |
Narrowband Coating | Dar Bant Kaplama | A coating designed to provide transmittance (or reflectance) over a restricted band of wavelengths. | Yalnızca sınırlı bir dalgaboyu bandında, iletimi veya yansımayı sağlamak için tasarlanmış bir kaplama. |
Neutral Density Filter | Nötr Yoğunluk Filtresi | Decrease the intensity of light without changing the relative spectral distribution of energy. As applied to thin films, a coating which appears gray to the eye and has a flat absorption curve throughout the visible spectrum. | Enerjinin göreceli tayfsal dağılımını değiştirmeden ışığın yoğunluğunu azaltan filtre. İnce film olarak uygulandığında gri görünen bu filtre görünür bant boyunca sabit soğurma eğrisine sahiptir. |
Newton’s Rings | Newton Halkaları | See Fringe | Bknz. Saçak |
Nodal Points | Boğum Noktaları | The two points at which the nodal planes appear to intersect with the optical axis. When a ray is directed at the first nodal point in an optical system, it appears to emerge from a second nodal point on the optical axis with no deviation in its angle. | Optik eksen ile boğum düzlemlerinin kesiştiği iki nokta. Birinci boğum noktasına bir ışın yöneltildiğinde, optik eksenindeki ikinci düğüm noktasından açısında hiçbir sapma olmaksızın ortaya çıkar. |
Notch Filter | Çentik Filtre | Notch filters are designed to block a pre-selected bandwidth while transmitting all other wavelengths within the design range of the filter. Notch filters are used to remove a single laser wavelength, or narrow band, from an optical system. | Filtrenin tasarım aralığı içindeki diğer tüm dalga boylarını iletirken önceden seçilmiş bir bant genişliğini engellemek için tasarlanmıştır. Çentik filtreleri, bir optik sistemden tek bir lazer dalgaboyunu veya dar bandı çıkarmak için kullanılır. |
Numerical Aperture | Sayısal Açıklık | Is a measure of how much light can be collected by an optical system. Angle in a cone of light emitted by the condenser and accepted by the objective of a microscope. The index of refraction of the medium in which the image lies multiplied by the sine of the half angle of the cone of light. | Bir optik sistem tarafından ne kadar ışığın toplanabileceğinin bir ölçüsüdür. Yoğunlaştırıcıdan çıkıp mikroskop objektifine gelen ışık konisinin açısı. Görüntünün bulunduğu ortamın kırılma indisi ile ışık konisinin açısının yarısının sinüsü ile çarpılarak elde edilir. |
Objective | Objektif | The optical element which receives light from the object and forms the first/primary image in telescopes, microscopes and other optical systems. | Cisimden gelen ışınları alıp teleskop, mikroskop ve diğer optik sistemlerde ilk/birincil görüntü düzlemini oluşturan optik sistem. |
Oblique Ray | Eğik Işın | : A ray of light that is neither perpendicular nor parallel, but inclined. | Dik ya da paralel olmayan fakat eğimli olan ışık ışını. |
Omnidirectional lens | Heryönlü Mercek | A Lens, having a field of view that covers approximately the entire sphere or at least a full circle in the horizontal plane. | Bütün bir küreyi ve ya en azından yatay düzlemde tam bir daireyi kapsayan görüş alanına sahip mercek türüdür. |
Optical Axis | Optik Eksen | A line passing through the centers of curvature of a lens or series of lenses in an optical system. | Optik sistemde bir veya daha fazla merceğin yüzey eğrilik merkezlerinden geçen varsayımsal çizgidir. |
Optical Path | Optik Yol | The path that light follows in an optical environment. | Işığın optik bir ortamda izlediği yoldur. |
Optical Power | Optik Güç | Degree of diverges or converges of the light in optical element. It is equal to the reciprocal of the focal length of the device: P = 1/f. | Optik bir elemanın, ışığı ıraksama veya yakınsama derecesine optik güç denir. P ile ifade edilir. P = 1/f. |
Orthogonal | Ortogonal | Mutually perpendicular. | Birbirine karşı dik. |
Oscillating Mirror | Salınımlı Ayna | Provides scanning in one axis by reflecting the beam from a source. By changing the speed of the oscillation, it can be densified on the requested area. | Bir kaynaktan gelen ışını yansıtarak tek eksende tarama yapılmasını sağlar. Aynanın salınım hızı değiştirilerek istenilen alana yoğunlaştırılabilir. |
Parallax | Paralaks | A displacement or difference in the apparent position of an object viewed along two different lines of sight and is measured by the angle or semi-angle of inclination between those two lines | İki farklı görüş çizgisi boyunca izlenen ve bu iki çizgi arasındaki eğim açısı veya yarı açısı ile ölçülen bir nesnenin görünen konumundaki fark veya yer değiştirmedir. |
Paraxial Approximation | Yakıneksenel Yaklaşım | In geometric optics, the paraxial approximation is a small-angle approximation used in Gaussian optics and ray tracing of light through an optical system. | Geometrik optikte, yakıneksenel yaklaşım, Gauss optiği ve ışın izlemede kullanılan küçük açı yaklaşımdır. |
Paraxial Image Plane | Yakıneksenel Görüntü Düzlemi | Image plane located by using first-order geometric optics. See: Gaussian Optics. | Birinci dereceden geometrik optik kullanılarak hesaplanan görüntü düzlemi. Bknz: Gauss Optiği |
Peak Wavelength | Tepe Dalgaboyu | For bandpass filters, the discrete wavelength which has the maximum transmission value in the passband region. | Bant geçirici filtreler için, geçiş bandı bölgesinde maksimum geçirme değerine sahip olan dalgaboyu. |
Photodiode | Fotodiyot | A semiconductor device that converts light into an electrical current. The current is generated when photons are absorbed in the photodiode. | Işık akısını elektirk akımına çeviren yarı iletken alettir. Akım fotonlar fotodiyot yüzeyinde soğurulduğunda ortaya çıkar. |
Pinhole | İğne Deliği | Generally a small, sharp-edge hole without a lens which can function as an aperture or eye lens. | Keskin kenarlı küçük bir delik. Mercek olmaksızın bir diyafram ya da göz merceği olarak işlev görebilen. |
Plane of Incidence | Gelme Yüzeyi | The plane that is defined by the incident and reflected rays. | Gelen ve yansıyan ışınlarla tanımlanan yüzey. |
Planetary Polisher | Gezer Parlatıcı | A polishing machine used in the production of plano parallel elements where both surfaces are polished simultaneously. | Her iki yüzeyin aynı anda parlatıldığı, paralel düz yüzeyli elemanların üretiminde kullanılan parlatma makinesi. |
Plano Elements | Düz Yüzeyli Elemanlar | Lenses or mirrors with perfectly flat surfaces. | Mükemmel düz yüzeylere sahip olan mercekler ve aynalar. |
Plano-Concave | Düzlem-Konkav | A lens with one flat (plano) surface and the other curved inward | Bir yüzeyi düzlem, diğer yüzeyi içeri doğru kavisli olan mercek |
Plano-Convex | Düzlem-Konveks | A lens with one flat (plano) surface and the other curved outward. | Bir yüzeyi düzlem, diğeri dışarı doğru kavisli olan mercek. |
Poisson’s Ratio | Poisson Oranı | The ratio of the transverse contraction of a bar of material to the elongation per unit length. | Malzemenin yükleme yönündeki geriniminin, yükleme yönüne dik olan diğer bir yönde oluşan gerinime oranıdır. |
Polarization of Light | Işığın Polarizasyonu | The process of affecting light so that its waves vibrate in one plane only; reflection, double refraction, selective absorption and scattering are all ways to polarize light. | Etkileşim sonucu ışık dalgalarının sadece bir düzlemde titreşmesini sağlama süreci; yansıma, çift kırılma, seçici emilim ve kırılma süreçlerinin hepsi ışığı polarize etmek için kullanılan yöntemlerdir. |
Polarized Light | Polarize Işık | Light that vibrates in only one plane. | Sadece bir düzlemde titreşen ışık. |
Potentiometer | Potansiyometre / Voltmetre | An instrument used to measure electromotive forces. | Elektromotor kuvvetini ölçmek için kullanılan ölçüm aleti. |
Power Loss | Güç Kaybı | In applications involving diffraction limited lenses, power loss in the spot is an exponential function of the square of the truncation ratio (Dt/Db): PL= e^(-2*(Dt/Db)²). | Kırınımla sınırlı mercekleri içeren uygulamalarda, benek dağılımı görüntüsündeki güç kaybı, kesme oranının (Dt/Db) karesinin üstel fonksiyonudur: (Dt/Db): PL= e^(-2*(Dt/Db)²). |
Primary Reflections | Birincil Yansımalar | The principal, intended reflections at optical surfaces, as differentiated from secondary, usually unintended or unwanted reflections occurring in an optical system. | Birincil yansımalar, optik sistemlerdeki ikincil, planlanmayan, istenmeyen yansımalardan farklı olarak istenen yansımalardır. |
Principal focus | Efektif Odak Uzaklığı | See. Effective Focal Length | Bknz. Efektif Odak Uzaklığı |
Principal Planes | Asal Düzlem | Two hypothetical planes in a lens system at which all the refraction can be considered to happen | Bir mercekte kırılmaların gerçekleştiği düşünülen iki varsayımsal düzlemdir. |
Prism | Prizma | A transparent optical element with at least two polished planes inclined toward each other, from which light reflects or through which it is refracted. | Işığın yansıdığı veya içinden geçerek kırıldığı en az iki tane birbirine karşı açılı duran parlatılmış yüzey içeren şeffaf optik eleman. |
Pulse Modulation | Darbe Kipleme | The process of periodically or intermittently varying the amplitude of a pulse of light. | Periyodik ya da kesikli biçimde bir ışık atımının genliğini değiştirme işlemi. |
Pulse rep. frequency | Darbe Tekrar Frekansı | See. Pulse Repetition Rate | Bknz. Darbe Tekrar Sayısı |
Pulse rep. rate | Darbe Tekrar Sayısı | The number of pulses emitted per second (e.g. by a mode-locked or Q-switched laser). | Saniyede yayılan darbe sayısına darbe tekrar sayısı denir. |
Q-Switching | Q-Anahtarlama | Is a technique for obtaining energetic short (but not ultrashort) pulses from a laser by modulating the intracavity losses and thus the Q factor of the laser resonator. The technique is mainly applied for the generation of nanosecond pulses of high energy and peak power with solid-state bulk lasers. | Lazer rezonatörünün Q faktörünü ve içkavite kayıplarını modüle ederek, bir lazerden enerjik kısa (ultra kısa olmayan) atımların elde edilmesi için kullanılan bir tekniktir. Teknik, esas olarak yığın katı hal lazerlerinden yüksek enerjili, en yüksek güçte nanosaniye darbelerin üretilmesi için kullanılır. |
Quarter Wave Optical Thickness | Çeyrek Dalga Optik Kalınlığı | Common thin-film term. The QWOT (Quarter Wave Optical Thickness) is the wavelength such that the optical thickness (index ‘n’* physical thickness ‘d’) of a coating evaporant layer is ¼ wavelength. (n*d= λ/4) | Işığın dalgaboyunun dörtte biri kadar kalınlıkta olan kaplamadır. Bu kalınlıktaki kaplama tabakaları, ışığın optik boyunca maksimum iletimini sağlar. |
Radiant Flux | Işınım Akısı | The measurement of the time rate of flow of radiant energy, the unit of radiant flux is watts. | Işınım enerji akışının zamana göre değişimidir. Birimi Watt. |
Radiation | Radyasyon | The emission or transfer of energy in the form of electromagnetic waves or particles. | Enerjinin elektromanyetik dalga veya parçacık olarak yayınımıdır. |
Reflection | Yansıma | The return of light from a surface with no change in wavelength. | Işığın dalgaboyu değişmeden bir yüzey üzerinden geri dönmesi. |
Refraction | Kırılma | The change in direction of a ray of light as it passes through two media through which light travels at different speeds. | Işığın farklı hızlarda ilerlediği bir ortamdan başka bir ortama geçerken yönünde oluşan değişim. |
Resolution | Çözünürlük | Describes the ability of an imaging system to resolve detail in the object that is being imaged. | Bir görüntüleme sisteminin görüntülenen nesnede ayrıntıları çözme yeteneğini tanımlar. |
Reticle | Hedef Göstergesi / Retikü | An optical element containing a pattern placed at the intermediate image plane of an optical system. The reticle facilitates system alignment or the measurement of target characteristics. | Optik bir sistemin ara odak düzlemine yerleştirilen üzerinde şekiller olan optik bir elemandır. Hedef göstergesi sistemi hizalama veya hedef özelliklerinin ölçmekte kullanılır. |
Reverted Image | Ters Çevrilmiş Görüntü | An image in which left and right seem to be reversed. | Sol ve sağın tersine çevrildiği görüntü. |
Ring-Type Auto Iris | Halka Tip Otomatik İris | A type of auto iris which utilizes a rotating magnet to move the iris vanes. | İris yapraklarını hareket ettirmek için dönen bir mıknatıs kullanan bir tür otomatik iris. |
Rockwell Hardness | Rockwell Sertliği | Resistance of a substance to penetration by a pyramidal stylus pressed in under a specific load; See Knoop Hardness. | Bir maddenin belirli bir yük altında preslenmiş piramit şeklinde kalem tarafından delinmeye karşı gösterdiği direnç. Bknz: Knoop Sertliği. |
RS 232 Interface | RS 232 Arayüzü | A term for electronic data exchange cables which common in industry. | Endüstride yaygın olan elektronik veri değişim kabloları için bir terim. |
Sag Formula | Sag Formülü | “Sag” is an abbreviation for “sagitta,” the Latin word for “arrow,” and refers to the height of a curve from the chord to the highest point. | “Sag”, Latince “ok” anlamına gelen “Sagitta” kelimesinin kısaltmasıdır, bir eğrinin başlangıç kirişinden tepe noktasına kadar olan yüksekliğine ifade eder. |
Sagittal Focus | Sagital Odak | The focus of rays lying in the sagittal plane, which is the plane perpendicular to the meridional plane. See Tangential Meridian. | Meridyen düzlemine dik olan sagital düzlemde uzanan ışınların odağı. Bknz. Teğetsel Meridyen |
Scan Length (SL) | Tarama Uzunluğu | The image height of the scan lens. Mathematically, scan length can be defined as the product of the calibrated focal length (f) and twice the field angle (2*θ in radians) in object space: SL = 2*(Field Coverage) = f*2(θ). | Tarama objektifinin görüntü yüksekliğidir. Matematiksel olarak, kalibre edilmiş odak uzaklığının (f), cisim uzayında, alan açısının 2 katı(2*θ radyan cinsinden) ile çarpılması şeklinde ifade edilir. SL = 2*(Alan Kapsamı) = f*2(θ). |
Scan Lens | Tarama Objektifi | A multi-component objective which is the heart of a graphic arts image recording, printing or engraving system. The balancing of wide angular field, flat image plane and linear relationship between input scan angle and image height make scan lenses ideal for writing characters on film, laser engraving figures or recording characters and figures from texts. | Görüntü kayıt, baskı veya oyma işlemlerinden oluşan grafik sanatları için oldukça önemli bir yere sahip olan çok bileşenli bir objektiftir. Geniş görüş alanının, düzlem görüntü yüzeyi ile dengelendiği ve tarama açısı ile görüntü yüksekliği arasında doğrusal bir ilişki olan tarama objektifleri, film üzerine karakter yazma, lazer kazıma veya figür ve metinlerdeki karakterleri kaydetmek için idealdir. |
Scan Linearity | Tarama Doğrusallığı | The degree to which the performance of a particular scan lens design follows the equation Scan Length = 2*field coverage = f*2(θ). The scan linearity of a system can be defined using both the percent position error and percent velocity error techniques. | Belirli bir tarama merceği tasarımının performans derecesidir.Tarama Uzunluğu = 2*Alan Kapsamı = f*2(θ) formülü ile ilişkilendirilir. Bir sistemin tarama doğrusallığı hem yüzde konum hatası hem de yüzde hız hatası teknikleri kullanılarak tanımlanabilir. |
Scattering | Saçılma | Energy waves such as light, sound and electromagnetic waves pass from one medium to another, the direction of motion changed due to the collision of paticles with other particles. | Işık, ses veya elektromanyetik gibi enerji dalgalarının bir ortamdan başka bir ortama geçerken parçacıkların çarpışması sonucu hareket yönünün değişmesidir. |
Seidel Aberrations | Seidel Kusurları | The group of primary aberrations in lenses, including coma, astigmatism, curvature of field, distortion, spherical and chromatic. | Koma, astigmatizma, alan eğriliği, biçim bozukluğu, küresel ve kromatik dahil olmak üzere optik sistemlerde görülen birincil kusur grubudur. |
Short Pass Filter | Kısa Dalga Filtre | Interference filter type which efficiently passes radiation whose wavelengths are shorter than a specific wavelength, but not longer. | Belirli bir dalgaboyundan daha kısa dalgaboyu değerine sahip olan radyasyonu etkin biçimde geçiren girişim filtresi tipidir. |
Shutter | Örtücü | A device for controlling the amount of time a light-sensitive medium is exposed to light. | Işığa duyarlı bir aracın ışığa maruz kaldığı sürenin kontrol edilebilmesi için kullanılan bir cihaz. |
Sight | Nişangah | An aiming device used to assist in visually aligning ranged weapons, surveying instruments or optical illumination equipments with the intended target. | Menzilli silahların, ölçme aletlerinin veya optik aydınlatma ekipmanlarının amaçlanan hedefle görsel olarak hizalanmasına yardımcı olmak için kullanılan bir hedefleme cihazıdır. |
Silicon Carbide | Silisyum Karbür | Also known as carborundum, is a semiconductor containing silicon and carbon. Grains of silicon carbide can be bonded together by sintering to form very hard ceramics that are widely used in applications requiring high endurance, such as car brakes, clutches, ceramic plates in bulletproof vests and galvo mirror substrate. | Carborundum olarak da bilinir, silikon ve karbon içeren bir yarı iletkendir. Silikon karbür taneleri, sinterleme ile birbirine bağlanabilir, böylece araba frenleri, kavramalar, kurşun geçirmez yeleklerde kullanılan seramik plakalar ve galvo aynası gibi yüksek dayanıklılık gerektiren uygulamalarda yaygın olarak kullanılan çok sert bir seramiktir |
Single-Layer Coating | Tek Katlı Kaplama | A thin coating that reduces or eliminates reflections at an air-glass surface, such as MgF2. | MgF2 gibi havadan cam yüzeye geçişlerdeki yansımaları azaltan veya ortadan kaldıran ince bir kaplama. |
Slit | Yarık | An aperture, typically rectangular in shape, whose length is large compared to its width. Apertures, generally small compared to the light source, may have fixed or adjustable shapes through which radiation enters or exits an instrument. | Uzunluğu genişliğine oranla büyük olan dikdörtgen şekilli bir diyafram. Genel olarak, ışık kaynağına kıyasla küçük olan diyaframlar, radyasyonun bir alete girdiği veya çıktığı noktalarda sabit veya ayarlanabilir şekillerde olurlar. |
Snell’s Law of Refraction | Snell’in Kırılma Yasası | Describes the way a ray of light changes direction at a surface between two media that have different indices of refraction. The angle of incidence of the ray is measured from the normal, or perpendicular, to the surface. A ray moving from a low-index medium to a high-index medium bends toward the normal; from high-index to low, it bends away from the normal. | Ortam değiştiren ışığın geldiği ortamın kırılma indisi ve gelme açısı ile girdiği ortamın kırılma indisi ve kırılma açısı arasındaki matematiksel ilişkiyi açıklar. Gelme açısı yüzey normaline göre ölçülür. Düşük indisli bir ortamdan yüksek indisli bir ortama geçen ışık normale yaklaşarak, yüksek indisten düşük indise geçen ışıkda ise normalden uzaklaşarak kırılma gerçekleşir. |
Solid State Synchronization System | Katı Hal Senkronizasyon Sistemi | As applicable to programmable optical shutters, a system of infrared emitting diodes, infrared sensitive detecting transistor and interrupting vane and associated circuitry. The system provides feedback signals associated with the open/closed status of the shutter to users. | Programlanabilir optik örtücülere, kızıl ötesi yayan diyotlara, kızıl ötesi duyarlı tespit transistörüne ve kesintili kanat ve bağlantılı devrelere uygulanabilmektedir. Sistem, optik örtücünün açık / kapalı durumuyla ilişkili geri besleme sinyallerini kullanıcılara sağlar |
Spatial Filtering | Uzaysal Filtreleme | Enhancing an image by increasing or decreasing its spatial frequencies. | Uzaysal frekanslarını artırarak veya azaltarak bir görüntüyü geliştirmek. |
Spectrometry | Spektrometri | Breaking up white light into its constituent wavelengths and measuring them on a calibrated scale. | Beyaz ışığı, kendisini oluşturan dalgaboylarına ayırmak ve bunları kalibre edilmiş bir ölçekte ölçme. |
Spectrophotometry | Spektrofotometri | Measuring the reflection or transmission of light for each component wavelength in the spectrum of a specimen. | Bir numunenin spektrumundaki her bileşen dalgaboyu için ışığın yansımasını veya iletimini ölçme. |
Spherical Aberration | Küresel Kusur | Mercek kenarına yakın noktalardan gelen ışınların, merkeze yakın gelen ışınlardan daha yakında (negatif kusur) ve uzakta (pozitif kusur) odaklanmasından kaynaklanan optik kusur. | An optical defect caused when rays of light passing through the curved surface of a lens near its edge converge at a point closer to the lens than those passing through its center (negative aberration); when the outer zone has a longer focal length than the center, the aberration is said to be positive. |
Spot Size | Benek Çapı | The image of a point-source object formed by an optical system on its focal surface. The precision of the lens and its state of focus determine the size of the blur. | Nokta kaynağın optik bir sistemin odak düzleminde oluşturduğu görüntüdür. Merceklerin hassasiyeti ve odaklanma durumu, bulanıklığın boyutunu belirler. |
Striae | Damarlanma | An imperfection in optical glass characterized by streaks of transparent material of a different refractive index than the body. | Optik camdaki bir kusur, gövdesinde ki farklı bir kırılma indisine sahip saydam malzeme çizgileri ile karakterize edilir. |
Substrate | Alttaş | The underlying material to which an optical coating is applied. | Üzerine optik kaplama uygulanan alt (temel) malzeme. |
Surface Contour | Yüzey Kontürü | The outline or profile of a surface. | Bir yüzeyin anahattı veya profili. |
Tangential Meridian | Teğetsel Meridyen | In an optical system of revolution, the tangential, or meridional, plane is defined as the plane containing the optical axis and the specified object point. | Aksisimetrik bir optik sistemde teğetsel veya meridyonel düzlem, optik ekseni ve belirtilen nesne noktasını içeren düzlem olarak tanımlanır. |
Telecentric | Telesentrik | A multi-component system whose aperture stop is located at the front focus so that the chief rays are parallel to the optical axis in image space. For a telecentric lens, the exit pupil is at infinity. | Diyaframı ön odak noktasına yerleştirilmiş çok bileşenli bir objektiftir, böylece ana ışın görüntü alanında optik eksene paraleldir. Telecentric lens için, çıkış açıklığı sonsuzdadır. |
Telephoto | Telefoto | A multi-component lens arranged so that the overall length of the compound system is less than or equal to the effective focal length. Generally, a lens is considered “telephoto” if it has a focal length of 60 mm or longer. | Bileşik sistemin toplam uzunluğunun etkin odak uzunluğuna eşit veya daha az olacağı şekilde düzenlenmiş çok bileşenli bir objektiftir. Genel olarak, bir mercek 60 mm veya daha uzun bir odak uzunluğuna sahipse “telefoto” olarak kabul edilir. |
Total Internal Reflection | Tam İç Yansıma | When the angle of incidence of light striking the boundary surface of a substance exceeds the critical angle, the result is total internal reflection. | Bir sınır yüzeyine çarpan ışının gelme açısı kritik açıdan büyük ise oluşan duruma tam iç yansıma denir. |
Transmission | Geçirme | To admit the passage of light through a medium; light not reflected back to its source is transmitted through the medium. | Işığın bir ortamdan geçişine izin verme. Kaynağına geri yansıtılmayan ışık ortamdan geçti demektir. |
Transverse Ray Error | Enine Işın Hataları | Errors, or departures from ideal, measured in a direction perpendicular to the optical axis. | Optik eksene dik yönde ölçülen hatalar ve ideal olandan sapmalar. |
Truncation Ratio | Kesme Oranı | The dimensionless ratio of the Gaussian beam diameter at the 1/e² intensity point to the limiting aperture of the lens. | 1/e² şiddetindeki gaussian ışın çapının merceğin sınırlayıcı açıklığına oranıdır. |
TTL | TTL | Type of connector commonly used for joining cables to receivers, transmitters or other cables. | Kabloları alıcılara, vericilere veya diğer kablolara bağlamak için yaygın olarak kullanılan konektör tipi. |
Ultraviolet | Mor ötesi | The range of the electromagnetic spectrum from 10 to 400 nanometers. | Elektromanyetik tayfta dalgaboyunun 10 ile 400 nanometre olduğu aralık. |
V-Coating | V-Kaplama | A narrowband coating for specific laser wavelengths. | Özel lazer dalga boyları için bir dar bant kaplaması. |
v-Value: | v-Değeri | The v-value is the reciprocal of the dispersive power. | V- değeri, renklendirici gücün tersidir. |
Vignetting | Vinyet / Kenar Ayrıntısı Yitimi | The gradual reduction of image illuminance with an increasing off-axis angle, resulting from limitations of the clear apertures of elements within an optical system. Virtual Image/Sanal Görüntü: | Optik sistem içerisindeki elemanların optik açıklıklarının sınırlamasından kaynaklanan, eksen dışı açının artmasıyla görüntü aydınlanmasının kademeli olarak azalması. |
Virtual Image | Sanal Görüntü | Light rays reproduce an object, called an image, by gathering a beam of light diverging from a point source and transforming it into a beam converging toward or diverging from another point; if the beam is diverging, it produces a virtual image. | Bir cisimden dağılan ışınların toplanarak, başka bir noktaya yaklaşan ya da uzaklaşan ışınlara dönüştürülmesi sonucu, görüntü olarak adlandırılan, ışık ışınlar tarafından bir cismin yeniden oluşturulması sağlanır. Işın demetinin ıraksak olması durumunda oluşan görüntü sanaldır. |
Visible Spectrum | Görünür Tayf | That part of the electromagnetic spectrum that the human eye can perceive, between the ultraviolet and the infrared (range = .4 microns to .76 microns). | Elektromanyetik tayfın insan ultraviyole ile kızılötesi arasında kalan, insan gözünün algılayabildiği kısmıdır. ( 0.4-0.76 mikrometre aralığındadır.) |
Wave Phenomena | Dalga Fenomeni | The characteristics of radiant energy. | Işınım enerjisinin karakteristiği |
Wavefront Deformation | Dalgacephesi Bozunumu | Departure of a wavefront from ideal (usually spherical or planar) caused by surface errors or design limitations. | Yüzey hatalarından veya tasarım sınırlamalarından kaynaklanan bir dalga cephesinin ideal formundan (genellikle küresel veya düzlemsel) sapması. |
Wavelength | Dalgaboyu | A wavelength is a measure of distance between two identical peaks (high points) or troughs (low points) in a wave. | Bir dalgadaki iki özdeş tepe noktası (yüksek nokta) ya da çukurun (düşük noktalar) arasındaki mesafedir. |
Wedge | Kama | An optical element with its faces inclined toward each other at very small angles, diverting light toward the thicker parts of the element | Yüzeyleri çok küçük açılarda birbirine doğru eğimli olan optik elemanın, ışığı elemanın daha kalın kısımlarına doğru yönlendirmesi. |
Young’s Modulus | Elastikiyet katsayısı | Modulus of elasticity; the ratio of tensile stress to tensile strain. Expressed in pounds per square inch (PSI) or newtons per square meter (Pascal). | Çekme geriliminin çekme gerinimine oranı. İnçkare başına pound (PSI) ya da metrekare başına Newton (Pascal) şeklinde ifade edilir. |